Giriş
1950’lerde başlayan çarpık kentleşme ve gecekondulaşmanın artması nedeniyle özellikle büyükşehirlerin bazı bölgelerinde belirgin bir nüfus artışı oldu. Bu bölgelerde nüfus artışı gösteren kitleyi bir “seçmen grubu” olarak gören hükümet, çeşitli mevzuatlarda düzenlemelere gitmeye başladı. Bahsi geçen bu düzenlemeler ‘imar affı’ ya da ‘imar barışı’ olarak isimlendirilebilir. Özetle imar affı, yürürlükte olan imara ilişkin mevzuatlara uyulmaması sebebiyle meydana gelen yapıların konumu ve durumu itibarıyla korunabilmesi ve bağışlanabilmesine ilişkin mevzuatlar olarak nitelendirilebilir.
Türkiye'de İmar Affı Uygulamaları
Türkiye’de imar affı ilk kez 1948’de uygulandı, ardından günümüze kadar doğrudan imar affına ilişkin 14 kanun, imar affı anlamına gelen 4 kanun ve imar affının sürelerinin uzatılmasına ilişkin 3 kanun çıkarıldı.1
1980 yılından sonra çıkan imar aflarında, genellikle gecekondulaşmanın yanı sıra kaçak yapıların affedilmesi politikasına odaklanılmıştı. Öyle ki 1983 yılında çıkarılan imar affı ile gecekondulaşma olağanlaştırılmış ve yasallaştırılmış, yeni gecekondu yapılması ise yasaklanmıştı.
1984 yılında çıkarılan imar affıyla kaçak yapılaşma daha da normalleştirildi. Bu af, imar planına aykırı olarak yapılmış yapıları ve gecekonduları ‘ıslah edilerek korunacak’ ya da ‘imar affından yararlanamayacak’ olarak ikiye ayıracaktı. Bunun yanı sıra ‘yeminli büro’ ismiyle yeni bir yapılanma kuruldu. Bu bürolar gecekondular için tapu yerine geçebilen tapu tahsis belgeleri veriyorlardı. Kısaca bu oluşumlarla devletin yapacağı imar hizmetlerinden bir tanesi özelleştirilmişti. Daha sonra da iptal davası sonucunda bu bürolar Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.2
İmar affının ilk çıktığı yıl olan 1948’den günümüze kadar çıkarılan toplam 22 af, tarih ve niteliklerine göre aşağıdaki tabloda görülebilir:
Yılı |
Sayısı |
Kanunun Adı |
Niteliği |
1948 |
5218 |
Ankara Belediyesine, Arsa ve Arazisinden Belli Bir Kısmını Mesken Yapacaklara 2490 Sayılı Kanun Hükümlerine Bağlı Olmaksızın ve Muayyen Şartlarla Tahsis ve Temlik Yetkisi Verilmesi Hakkında Kanun |
İmar Affına İlişkin Kanun |
1948 |
5228 |
Bina Yapımını Teşvik Kanunu |
İmar Affına İlişkin Kanun |
1949 |
5431 |
Ruhsatsız Yapıların Yıktırılmasına ve 2290 Sayılı Belediye Yapı ve Yollar Kanununun 13. Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun |
İmar Affına İlişkin Kanun |
1953 |
6188 |
Bina Yapımını Teşvik ve İzinsiz Yapılan Binalar Hakkında Kanun |
İmar Affına İlişkin Kanun |
1959 |
7367 |
Hazineden Belediyelere Devredilecek Arazi ve Arsalar Hakkında Kanun |
İmar Affına İlişkin Kanun |
1963 |
327 |
6785 Sayılı İmar Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesi Hakkında Kanun |
İmar Affına İlişkin Kanun |
1966 |
775 |
Gecekondu Kanunu |
İmar Affına İlişkin Kanun |
1976 |
1990 |
Gecekondu Kanununda Bazı Değişiklikler Yapılması Hakkında Kanun |
İmar Affı Süre Uzatımına İlişkin Kanun |
1983 |
2805 |
İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Olarak Yapılan Yapılara Uygulanacak İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun |
İmar Affına İlişkin Kanun |
1983 |
2960 |
Boğaziçi Kanunu |
İmar Affına İlişkin Kanun |
1984 |
2981 |
İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun |
İmar Affına İlişkin Kanun |
1986 |
3290 |
24.02.1984 Tarih ve 2981 Sayılı Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun |
İmar Affına İlişkin Kanun |
1987 |
3366 |
22.05.1986 Tarih ve 3290 Sayılı Kanun ile Değişik 24.02.1984 Tarih ve 2981 Sayılı Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun |
İmar Affına İlişkin Kanun |
1988 |
3414 |
775 Sayılı Gecekondu Kanununun Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında 03.05.1985 Tarih ve 247 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname İle Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin İki Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 16.08.1985 Tarih ve 250 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun |
İmar Affına İlişkin Kanun |
2001 |
4706 |
Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun |
İmar Affına İlişkin Kanun |
2003 |
4833 |
2003 Yılı Mali Bütçe Kanunu |
İmar Affı Anlamına Gelen Kanun |
2003 |
5027 |
2004 Yılı Mali Bütçe Kanunu |
İmar Affı Anlamına Gelen Kanun |
2005 |
5377 |
Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun |
İmar Affı Anlamına Gelen Kanun |
2005 |
5398 |
Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun |
İmar Affı Anlamına Gelen Kanun |
2012 |
6306 |
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun |
İmar Affı Süre Uzatımına İlişkin Kanun |
2015 |
6639 |
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun |
İmar Affı Süre Uzatımına İlişkin Kanun |
2018 |
7143 |
Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun |
İmar Affına İlişkin Kanun |
Şehirleşme Perspektifinden İmar Affı
Şehir planlama perspektifinden bakıldığında, uzmanların da ifadelerine dayanarak; imar aflarının plansız kentleşmenin, çarpık kentleşmenin ve doğa tahribatının önünü açan uygulamalar olduğu söylenebilir. Öyle ki nitelikli şehir ve bölge plancıları tarafından aylarca süren çalışmalar sonucunda ortaya konulan ve ekonomiyi, toplumu ve çevreyi gözeterek oluşturulan planlar, yapıların da çoğu özelliği için rehber oluşturuyor. Örneğin nüfus ve şehrin silüeti için önem taşıyan kat yükseklikleri ya da yeşil alanlar için boşluk bırakılarak tasarlanan yapı oturum alanları bu planlamalar sayesinde belirleniyor.
Bu planlara karşı gelinerek inşaa edilen yapılar, bir kanun ya da torba kanun maddesi ile affedilerek şehirleşme açısından meşrulaştırılıyor. Özetle aftan yararlanan kaçak bir yapının yıkım kararı para cezasına çevrilebiliyor, altyapıları bağlanabiliyor ve iskan alınabiliyor.
Diğer yandan normal şartlarda, bir konutun bahçesinde bulunan bir çam ağacının kesilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığının ilgili taşra teşkilatından izin almak gerekirken, imar afları sebebiyle önemli bir doğa alanına ya da tarım/mera alanlarına yapılan bir yapı grubunun inşaatının da önü açılmış oluyor.
Afetler ve İmar Affı
Türkiye’de sel, orman yangını, heyelan ve deprem gibi maddi ya da manevi açıdan ağır hasarlar bırakan doğa olaylarının sıkça gerçekleştiğini biliyoruz. Özellikle Türkiye nüfusunun yüzde 71’inin birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde yaşadığını düşünürsek, depremle yaşamayı öğrenmemiz gerektiği açık. Bunun için yalnızca yapı denetim sistemini güçlendirmek ya da depreme dayanıklı yapılar inşaa etmek gibi önlemler yetersiz kalabilir. Doğayı ve doğa olaylarını gözeterek planlanan yerleşimler, gelecekte gerçekleşebilecek bir afetin vereceği zararları da en aza indirgemiş olacaktır. Ancak planlamaya dayalı bu tür mekan politikalarının önündeki en büyük engel yine imar affı.
Ne yazık ki, 1999 yılında Gölcük ve Düzce’nin ardından yaşadığımız İzmir ve Van depremlerinde ‘imar barışı’ mevzuatları kapsamında affedilen kaçak yapıların çoğunun yıkılması ve binlerce kişinin hayatını kaybetmesi, imar aflarının çıkmasına engel olamadı. 2012 yılında kabul edilen 6306 Sayılı Kanun, 2015 yılında kabul edilen torba kanun ve son olarak Haziran 2018’deki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine giderken yürürlüğe sokulan imar affı, bunun en çarpıcı örneklerinden.
TMMOB Mimarlar Odasının raporundaki ifadelere göre, yalnızca 2018 yılında uygulanan imar affıyla, 3 milyon 119 bin 947 kaçak ve imara aykırı yapı için toplam 26 milyar 151 milyon 389 bin 263 TL yapı kayıt bedeli alınıyor. Bunun yanı sıra doğal afetlerden etkilenebilecek bölgelerde, akarsu yataklarında, kıyı alanlarında, tarım ve orman arazilerinde, sosyo-ekoloji havzalarında ya da sit alanlarında olup olmamasına bakılmaksızın belge düzenleniyor. Özetle, yapı güvenliği olmayan, planlama, mimarlık ve mühendislik süreçlerinden geçmemiş̧ teknik olarak sağlık ve güvenlik koşulları belirsiz 5,8 milyonu konutlar için olmak üzere toplam 7,3 milyondan fazla işlem yapılıyor.
Depremden Etkilenen 11 İl İçin İmar Affı
6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta ve 20 Şubat’ta Hatay’da meydana gelen depremler, Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Kilis, Osmaniye, Gaziantep, Diyarbakır, Malatya, Şanlıurfa, Elazığ ve Adana’da büyük bir yıkıma yol açtı. 23 Şubat itibarıyla hayatını kaybedenlerin sayısının 43 bin 556; ayrıca acil yıkılacak, ağır hasarlı ve yıkılmış bina sayısının toplamının ise 90 bin 609 olduğu bildirildi.
Yıkılan birçok binanın arasında elbette imar affı kapsamında yapı belgesi alan kaçak yapılar olduğu bir gerçek. Öyle ki, AFAD’ın 2019-2021 yılları arasında bu iller için hazırladığı ‘İl Afet Risk Azaltma Planı’nda (İRAP) imar planlarına uyulmaması da tehdit olarak gösteriliyor. Bu raporların oluşturulması kapsamında yapılan çalıştayda, imar affı sonucu oturum izni alan binaların depreme dayanım koşullarını sağlayıp sağlamadığının bilinmediği ifade ediliyor. Ayrıca, Hatay'ın ulaşım master planının olmadığı, ilde ruhsatsız yapıların bulunduğu, zemin etüt laboratuvar sayısının yetersiz olduğu da raporda yer alan bulgular arasında.
Mahmut Seydanlıoğlu’nun 2021 yılında hazırladığı ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Türkiye İstatistik Kurumundan (TÜİK) alınan veriler ışığındaki proje, bu konuda bilgi sağlıyor. Proje analizinde 2018 yılındaki imar affından yararlanarak alınan yapı kayıt belgelerinin illere göre dağılımı mevcut. Bu dağılım, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının Kahramanmaraş depremi özelinde hazırladığı hasar tespit raporundaki sayılarla kıyaslandığında, depremden etkilenen 11 il için durum şu şekilde:
İl Adı |
2018 İmar Affı Kapsamında Alınan Yapı Kayıt Belge Sayısı |
Depremde Yıkılan Bina Sayısı |
Adana |
59.247 |
18 |
Adıyaman |
10.629 |
2.349 |
Diyarbakır |
14.719 |
175 |
Elazığ |
10.936 |
- |
Gaziantep |
40.224 |
3.364 |
Hatay |
56.465 |
5.696 |
Kahramanmaraş |
39.058 |
3.752 |
Kilis |
4.897 |
272 |
Malatya |
22.299 |
2.285 |
Osmaniye |
21.107 |
223 |
Şanlıurfa |
25.521 |
71 |
2018 yılındaki imar affı kapsamında alınan yapı kayıt belgesi sayısını, depremin en çok hissedildiği dört ildeki4 yaklaşık bina sayısına oranladığımızda ise, imar affından yararlanan yapıların oranının ne kadar fazla olduğunu görebiliyoruz. Hatay’daki yapıların %40’ından fazlasının da imar affından yararlanan yapılar olduğunu görebiliyoruz. Kahramanmaraş için ise durum yine çok farklı değil:
İl Adı |
2018 İmar Affı Kapsamında Alınan Yapı Kayıt Belge Sayısı |
İlde Kayıtlı Olan Yaklaşık Bina Sayısı |
2018 İmar Affı Kapsamında Alınan Yapı Kayıt Belge Oranı |
Adıyaman |
10.629 |
51.020 |
%21 |
Gaziantep |
40.224 |
210.000 |
%19 |
Hatay |
56.465 |
130.000 |
%43 |
K.maraş |
39.058 |
103.000 |
%38 |
Sonuç ve Değerlendirme
İmar affı politikalarının ilk uygulanmaya başlandığı tarih olan 1948 yılından bu yana imar affına ilişkin 19 kanun çıkarıldı. Bu aflar için yapılan başvurular beklenen ölçüde olmayınca ek olarak imar aflarının süreleri 3 farklı kanunla uzatıldı ve kapsamı genişletildi. Yalnızca 2018 yılında çıkarılan imar affı kapsamında 26,1 milyar TL’lik yapı kayıt bedeli alındığı düşünülürse, imar affının hükümet için ekonomik bir kazanç sağladığı açıkça ortada.
İmar barışı adı altında uygulanan af politikalarının, denetimsiz ve güvenliksiz yapılar ile toplum sağlığını tehlikeye attığı bir gerçek. Çünkü doğa olaylarını, afete dönüştürerek birçok insanın hayatını kaybetmesine sebep olan imar affı uygulamaları, yeniden ve sınırsız bir şekilde yürürlüğe sokuluyor. Öyle ki nüfusunun %70’inden fazlası deprem bölgesinde yaşayan bir ülkede, deprem sebebiyle ortaya çıkan toplumsal ve ekonomik kayıplar Kahramanmaraş merkezli son depremlerle birlikte kendisini bir kez daha gösterdi.
İmar aflarıyla birlikte kaçak yapılara ‘yapı kayıt belgesi’ verilmesi ile yalnızca kentin ana omurgasını oluşturan imar planları yok sayılmıyor, aynı zamanda doğa alanlarına yapılan her türlü tahribat da meşrulaştırılarak tescilleniyor.
Bu depremde yıkılan binaların ne kadarının imar aflarından yararlandığı şu anda bilinmese de, bu kentlerde imar affından yararlanan bina sayısı ve yine bu kentlerde yıkılan bina sayıları düşündürür nitelikte veriler sağlıyor.
Özetle, özellikle seçim süreçlerinde gündeme getirilerek hukuka, çevreye ve topluma saygılı yapıları cezalandıran; toplum sağlığını tehlikeye atan; önemli doğa ve kültürel alanları tahrip ederek şehirleri yaşanmaz hale getiren imar affı uygulamalarından vaz geçilmelidir.
Kaynak:
1. Uysal, Hüseyin & İlgün, Abdülkerim. “Türkiye’de İmar Affı/İmar Barışı Kanunlarının Uygulamaları ve Karşılaşılan Sorunlar: Alanya Örneği.” (2022) (https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1815050)
2. Çakır, Sabrı. “Türkiye’de Göç, Kentleşme/Gecekondu Sorunu ve Üretilen Politikalar.” 2011 (https://dergipark.org.tr/tr/pub/sufesosbil/issue/11414/136330)
3. TMMOB, “Sermaye ile Yapılan Barış: İmar Affı - TMMOB İmar Affı Raporu” (2018).
Pettersson, H. “US Geological Survey, LandScan Graphic” CNN. (2023)