Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada duyurduğu gibi Paris İklim Anlaşması dün akşam TBMM Genel Kurulunda onaylandı. Oylamaya 353 milletvekili katıldı ve Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi oy birliği (353 oy) ile kabul edildi. Böylece Türkiye, 2015 yılında imzaladığı anlaşmayı onaylayarak taraf olmuş oldu.
Peki imzalamak ve taraf olmak arasındaki fark ne?
Türkiye, Paris Anlaşmasını imzalamış, ancak anlaşma TBMM’ye sunulmamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan 21. Taraflar Konferansında (COP 21) “… Küresel iklim değişikliğiyle mücadelede 2030 yılı yol haritamızı belirledik. Hızla gelişen bir ekonomi olarak emisyon artışında 2030 yılına kadar yüzde 21’e kadar bir artıştan azaltım sağlamayı hedefliyoruz.” sözleriyle emisyon artışını gönüllü azaltım taahhüdünü vermişti. Taahhüt verilmiş olsa bile ülkeler, Paris Anlaşmasını imzalasalar da, iç onay sürecinden -yani parlamentodan- geçmediği sürece taraf olmuyorlar.
Sera gazı salınımının azaltılması konusunda radikal ve iddialı bir hedef koymasa da, bu anlaşma küresel ölçekte önemli bir diplomatik başarı olarak görünüyor çünkü şimdiye kadar en fazla ülkenin üzerinde uzlaştığı anlaşma niteliği taşıyor.
BM, Meclis’ten Geçen Kanunu Nasıl Karşıladı?
Küresel iklim değişikliğini azaltmayı hedefleyen bu kritik anlaşma ile ilgili Türkiye hakkında, 1990’lı yıllardan bu yana küresel görüşmelerin parçası olmasına rağmen sorumluluk almaktan kaçınması nedeniyle “iklim eylemsizliği” yakıştırması yapılıyordu. Ayrıca Türkiye anlaşmayı onaylamayan tek OECD ve G20 üye ülkesiydi.
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, Türkiye’nin anlaşmayı onaylamasının ardından “Türkiye’nin Paris Anlaşmasını onaylamasını memnuniyetle karşılıyoruz.” açıklamasında bulundu. Ayrıca G20 ülkelerinin, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda liderlik etmesi gerektiğini savunan Dujarric, hedeflerin tümünün karşılanması konusunda çabaların artması gerektiğini de dile getirdi.
Türkiye’nin Paris İklim Anlaşmasını İmzalayarak Üstlendiği Ödevler Neler?
Birleşmiş Milletler, Meclis’te onaylanan anlaşma kapsamında küresel sıcaklık artışının 2 santigrat derecenin altında tutulması hedefinin karşılanması gerektiğini ve ülkelerden dünya genelinde sera gazı emisyonunu 2050’ye kadar sıfıra indirmesini istiyor.
Türkiye, Meclis’te oy birliğiyle Paris İklim Anlaşmasını geçirerek, şüphesiz çevre için çok önemli bir adım atmış oldu. Elbette bu ve bunun gibi çevre koruma temelli anlaşmalar önemli olsa da uygulanacak birçok politika, onaylanacak birçok anlaşma ve her kesimden kurum ya da kişiye düşecek daha çok iş var. mecliste.org olarak bu anlaşmanın Türkiye özelinde takipçisi olacağız.
Anlaşmanın ilgili bazı maddeleri şöyle:
- Küresel sıcaklık artışını, 1850-1900 yılları arasındaki “sanayi öncesi döneme” kıyasla 2 dereceyle sınırlamak, mümkünse 1,5 dereceye kadar düşürmek. (Mevcut artışın 1,1-1,2 derece düzeyinde olduğu biliniyor.)
- İnsan faaliyetleri ile ortaya çıkan sera gazlarını, 2050- 2100 yılları arasında ağaç, toprak ve okyanusların doğal yollardan sindirebileceği bir noktaya çekmek.
- Her ülkenin karbon salınımını kesme performansını beş yılda bir değerlendirmek ve yeni hedefler belirlemek.
- Zengin ülkelerin daha yoksul ülkelere “iklim finansı” vermesini sağlayarak iklim değişikliğine uyumunu geliştirmek ve yenilenebilir enerjiye geçişlerini sağlamak.